TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
1-7 MART DEPREM HAFTSINA İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI
Şubemiz 1-7 mart Deprem haftası`na ilişkin basın açıklaması yaptı.

Ülkemiz, sahip olduğu jeolojik, topoğrafik ve meteorolojik koşulları nedeniyle büyük çaplı can ve mal kayıplarına yol açan afet olayları ile sıkça karşılaşmaktadır.

Son 58 yıl içinde depremlerde, 58.202 yurttaşımız yaşamını yitirmiş, 122.096 kişi yaralanmış ve yaklaşık olarak 411.465 bina yıkılmış veya ağır hasar görmüştür.

Deprem Bölgeleri Haritası‘na göre, yurdumuzun %92‘sinin deprem bölgeleri içerisinde olduğu, nüfusumuzun %95‘inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ve ayrıca büyük sanayi merkezlerinin %98‘inin ve barajlarımızın %93‘ünün deprem bölgesinde bulunduğu bilinmektedir.

Sonuç olarak, aktif bir tektonik kuşak üzerinde yer alan ülkemizin çeşitli bölgelerinde değişik büyüklüklerde depremler meydana gelmekte ve ülke coğrafyamızın büyük bir kesiminin her an yıkıcı bir deprem tehlikesiyle karşı karşıya olduğu açık bir gerçeklik olarak ortaya çıkmaktadır.

Karadeniz Bölgesinde depremlerin büyük bir kısmı Kuzey Anadolu Fay Zonuna bağlı olarak meydana gelmekle birlikte, bu zonun dışında da depremler olmaktadır.

Kandilli Rasathanesi‘nin yıllık deprem kayıtları, Karadeniz‘in 10 kilometre kadar açığından kıyıya paralel olarak uzanan ters bir fayın varlığını kanıtlamıştır. Denizde oluşan bu fay sisteminin karada da devam etme olasılığı yüksektir.

Karadeniz Bölgesi‘ni kuzeyden ve güneyden kuşatan sırasıyla Karadeniz Fayı ve Kuzey Anadolu Fayı birlikte değerlendirilerek dikkate alınmalıdır.

Yerleşim bölgelerini belirlerken zeminin karakteristik özelliklerine göre yapılaşmaya gidilmeli, özellikle dolgu alanları deprem için ek bir tehlike oluşturduğu için dolgu alanlarında yapılaşmadan mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.

Denizdeki faylar da dikkate alındığında uluslararası deprem tehlike haritalarına göre Karadeniz Bölgesi‘ndeki binalar, yollar, tünel ve barajlar depreme karşı bugünkünden daha fazla güvenli yapılmalıdır.

Türkiye deprem bölgeleri haritasına bakıldığında Samsun;

Ayvacık, Asarcık, Kavak, Ladik, Havza ve Vezirköprü ilçeleri 1. derece deprem bölgesinde, Tekkeköy, Salıpazarı ilçeleri, Samsun merkez ve Çarşamba ilçesinin güney kesimleri de 2. derece deprem bölgesinde ve Çarşamba ilçesinin kuzey kesimleri, Terme, 19 Mayıs, Bafra, Alaçam ve Yakakent ilçeleri de 3. derece deprem bölgelerinde bulunmaktadır.

Hızla yapılaşmanın arttığı şehrimizde

  • Yer seçimlerine gerekli önem verilmeli,
  • Dere yataklarında alınması gereken önlemlere uyulmalı,
  • Zemin olarak uygun olmayan alanlarda yapılaşmaya izin verilmemeli,
  • Uygun yer seçimleri yapılan alanlarda, binalarda zemin-yapı ilişkilerini sağlayan parsel bazındaki zemin etütleri mutlaka yapılmalı,
  • İnşaatlar yapı tekniğine uygun olarak yapılmalı,
  • Mevcut binaların dayanıklılığı artırılmalı.

Kentsel planlama ve projelerde jeolojik- jeoteknik etütlerin yaptırılmasının ve jeoloji mühendisliği hizmetlerinin ne derece önem ve öncelik arzettiği yaşanan depremle bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Aslında bir doğa olayı olan deprem, düşük standartlarda sağlıksız ve yasadışı bir yapılaşma ile ranta dayalı hızlı ve düşük nitelikli kentleşme, bilimsel normlara dayalı arazi kullanım ve yer seçimi kararlarının rantsal kaygılara yenik düşmesi gibi faktörler nedeniyle AFETE dönüşmektedir.

JMO Samsun Şube
Yönetim Kurulu a.
Gül YÜZÜNCÜ YILMAZ

Okunma Sayısı: 3203
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası