TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
"LİCE" 37 YILLIK DEPREM YARASININ ADIDIR
6 Eylül 1975 tarihinde Lice‘de meydana gelen depremde Lice‘de ve çevre köylerde 2386 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi olarak Lice depreminin 37.yılında önerilerimizi kamuoyuyla ve karar vericilerle bir kez daha paylaşmayı bir görev biliyoruz.

"Lice" 37 yıllık deprem yarasının adıdır.

6 Eylül 1975 tarihinde Lice‘de meydana gelen Magnitüdü Richter ölçeğine göre 6.6 olarak belirlenen depremde Lice‘de ve çevre köylerde 2386 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Deprem sonucu Hani, Hazro, Kulp, Dicle, Silvan, Ergani ve Diyarbakır çevresindeki yapıların 8.159‘u ağır, 4.550‘si orta ve 7.283‘ü hafif hasar görmüştür.

Alp Himalaya kuşağının batı Zagros kısmında yer alan ülkemiz, KAF(Kuzey Anadolu Fayı) ve DAF (Doğu Anadolu Fayı) ve Güneydoğu Anadolu Bindirme Fayı etkisi altındadır. Ülkemiz yüzölçümünün %92‘si depremden etkilenebilecek bir coğrafyada yer almaktadır. Deprem Bölgeleri Haritası‘na göre, yurdumuzun %92‘sinin tehlikeli deprem bölgeleri içerisinde olduğu, nüfusumuzun %95‘inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ve ayrıca büyük sanayi merkezlerinin %98‘i ve barajlarımızın %93‘ünün deprem bölgesinde bulunduğu bilinmektedir. Ülkemiz topraklarının %30‘unu ise ovalar oluşturmaktadır. Ne yazık ki şehirler, sanayi ve büyük mühendislik yapılarının bir çoğu, depreme neden olan aktif fayların oluşturduğu ya da depremin yıkıcı etkisini büyüten ovalarda yer almaktadır. Tarihsel süreçte bu bölgede 6-7 şiddetinde depremler meydana geldiği görülmektedir.

Güneydoğu Anadolu Bindirme Fayı (GABF); Elazığ‘dan başlayıp Diyarbakır, Batman, Bitlis, Siirt, Van, Hakkari‘ye kadar devam etmektedir. Diyarbakır‘ın Çermik, Çüngüş, Ergani, Hani, Lice, Kulp, Silvan ve Hazro ilçeleri bu fayın etkisi altındadır. Bu ilçelerimiz 1. derece deprem bölgesindedir.

Güneydoğu Anadolu‘daki illerimizin yerleşim yerleri ile GAP kapsamındaki barajlar, otoyollar köprüler GABF‘nın etkisi ve tehdidi altındadır.

Ülkemizin ve bölgemizin deprem gerçeği dikkate alınarak yerleşim yerlerinin belirlenmesindeki planlama sürecinde mühendislik yapıların inşasında ve denetiminde mühendislik verileri esas alınmalıdır.

Kentsel dönüşüm politikaları bu kentlerde acilen uygulanmalıdır. Uygulanacak kentsel dönüşüm politikaları ranta değil insan ve çevre odaklı olmalıdır.

Kentsel dönüşüm projelerinde deprem, sel, kaya düşmesi ve çığ gibi jeolojik parametreler dikkate alınmalıdır.

Yerel yönetimler başta olmak üzere kamu kurumlarında jeoloji istihdamına önem verilmelidir. Jeolojik raporlarının üretim ve denetiminde kamusal akıl ön plana alınmalıdır.

37 yıldan beri unutulmuş ve mağdur edilmiş Lice deprem yaraları acilen sarılmalıdır. Mağdurlar için kalıcı konutlar inşa edilmeli ve ücretsiz tahsis edilmelidir.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi olarak Lice depreminin 37.yılında önerilerimizi kamuoyuyla ve karar vericilerle bir kez daha paylaşmayı bir görev biliyoruz.

  • Toplumsal ve yönetsel düzeyde tüm kaynakları zarar azaltma hedefine yönlendirecek, kişi ve kurumlar arasında eşgüdümü sağlayacak üniversitelerin, kamu kurum ve kuruluşların, meslek örgütlerinin ve sivil tolum kuruluşlarının katılımı ile ‘Stratejik Afet Eylem Planı` hazırlanmalıdır.
    *Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun yerine, insan merkezli toplumsal politikaların hayata geçirilmesini esas alan, bilim çevreleri, ilgili meslek odaları, yerel yönetimler ve halkın katılımı ile; rant odaklı değil, sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşam hakkını gerçekten sağlayan yeni yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

  • 3194 Sayılı İmar Kanunu, 7269 Sayılı Afetler Kanunu ve 4709 sayılı Yapı Denetimi Kanunu değiştirilmelidir.

  • 5543 Sayılı İskan Kanunu değiştirilerek kırsal yerleşim birimlerinin altyapısı ve üst yapısı yenilenmelidir.

  • Her deprem sonrasında halkı korku ve paniğe sevk etmeden bilgilendirmek için arazi çalışmaları ile aletsel sismik veri kayıtlarını tutan, değerlendiren ve kamuoyunu doğru bilgilendiren bir kurumsal yapı oluşturulmalı, "Türkiye Jeolojik Araştırmalar Kurumu" kurulmalıdır.
    *Gerek mevcut sismik veri ve kayıtlar, gerekse de yapılacak jeoloji, yapısal jeoloji, tektonik, jeomorfoloji ve paleosismoloji çalışmaları ile elde edilecek verilere dayalı olarak farklı ölçeklerde "Sismotektonik Haritalar" hazırlanmalıdır.

  • Ülkenin mevcut tektonik yapısı göz önüne alınarak yeni hazırlanan "diri fay haritası" baz alınarak " Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası" yenilenmelidir.

  • Belirlenen diri fayların üreteceği deprem büyüklükleri de dikkate alınarak yerleşim yerlerinin bu faylar üzerinde yapılması engellenmelidir. Bu amaçla bir "Fay Yasası"nı çıkarmalıdır.

  • Heyelan ve Kaya Düşmesi Tehlike Haritaları" en kısa sürede tamamlanmalıdır.

  • Bölgesel planlardan-uygulama imar planına kadar tüm planlama süreç ve kademelerinde, yerleşim ve gelişim stratejisine esas olacak çalışmalarda "Plana Esas Jeolojik-Jeoteknik" çalışmalar yapılmalı ve buna uygun "Afet Duyarlı Planlama" yapılmalıdır.

  • Planlama ve uygulama süreçlerini yönlendirmek adına başta Belediyeler olmak üzere Yerel Yönetimlerde Jeolojik Jeoteknik Etütler (Zemin Etütleri) Birimlerinin kurularak yapılan çalışmaların elde edilen zemin parametrelerine uygunluğu takip edilmelidir.

  • Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı yeniden yapılandırılarak ‘Afet Müsteşarlığı` oluşturulmalıdır.

  • Son yıllarda amacından uzaklaşarak devlet müteahhitliği ve rant projeleri ihaleleri yapan bir kuruluş haline dönüştürülen TOKİ yeniden yapılandırılmalı, kent yoksulları için sosyal konutlar üreten bir yapıya kavuşturulmalıdır.

 

Lice‘yi unutma, unutturma!

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

6 Eylül 2012

TMMOB JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI  DİYARBAKIR ŞUBESİ

 

Okunma Sayısı: 3439
Fotoğraf Galerisi
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası