TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
BATMAN’DA “DEPREM VE KENTLEŞME KONFERANSI” DÜZENLENDİ
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi olarak Batman Üniversitesi ile ortaklaşa "Deprem ve Kentleşme Konferansı"nı gerçekleştirdik.

TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi olarak Batman Üniversitesi ile ortaklaşa "Deprem ve Kentleşme Konferansı"nı gerçekleştirdik. Batman Üniversitesi Konferans Salonunda 22 Aralık 2011 tarihinde gerçekleşen etkinliğe Valilik, üniversite akademik personeli, öğrenciler, resmi kurum ve kuruluş temsilcileri, Oda ve Jeogenç üyeleri ile birlikte yaklaşık 300 kişi katıldı.

Açılış Konuşmalarını Batman İl Temsilcimiz Nevaf TAŞ, Vali Yardımcısı Bülent UYGUR ve Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdüsselam ULUÇAM‘ın yaptığı konferansı Şube Başkanımız Ali Cihat PARLAK yönetti.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi‘nden katılan Yrd. Doç. Dr. Onur KÖSE yaptığı sunumda; Güneydoğu Anadolu Bölgesi‘nin jeolojisini, levha tektoniğini ve Türkiye depremselliğini anlattı. Ayrıca 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen Van depremini yaşayan biri olarak, depremin oluşumunu ve saha incelemelerini ayrıntılı verilerle açıkladı. Van‘ın deprem açısından Türkiye‘nin en riskli bölgelerinden biri olduğunu, Yüzüncü Yıl Üniversitesi olarak 2001 yılından itibaren bölgede çalışma yürütüldüğünü, bu çalışmaların da yayınladığını, dolayısıyla bilinmeyen yeni bir fay olmadığını, kamuoyunda gereksiz spekülasyonların yapıldığını belirtti.

23 Ekim tarihinde 7.2 büyüklüğünde meydana gelen depremin can ve mal kaybının fazla olmamasının nedeninin ters faydan kaynaklandığını, ters fayların doğrultu atımlı faylar kadar yıkım meydana getirmediğini belirtti. Ayrıca yer seçiminde Erciş ve Van ili zeminlerinin problemli olduğunu ifade etti.

Batman Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar EREN, "Batman‘ın Deprem Riski" konulu sunumunda, Batman‘ın depremselliğini, jeolojisini ve özellikle yakın bir tarihte gündeme gelen çökmelerle ile ilgili ayrıntılı açıklamalarda bulundu. Batman‘ın tektonik konumunun, Bitlis-Zagros kenet kuşağına olan yakınlığı, Batman‘ın jeolojisini, Batman‘ın güneyinde Hasankeyf fayının, doğusunda ise Yanarsu fayının bulunduğunu belirtti. Deprem bölgeleri haritasındaki Sason, Kozluk ve Beşiri ilçelerinin 1. derece deprem bölgesinde, Batman merkez ve Gercüş ilçelerinin 2. derece deprem bölgesinde bulunduğunu, Batman‘da meydana gelen çökmelerin faylara bağlı olabileceğini ve bu konuda arazi çalışmalarına başlandığını ifade etti. Batman yerleşim alanında yer altı su seviyesinin yüksek olduğunu ayrıca alüvyonal zeminde sıvılaşma riskinin bulunduğunu belirtti.

İnşaat Mühendisi Deniz ATİÇ "Depreme Dayanıklı Yapı Tasarımı" konulu sunumunda; depremde ölüm sebeplerinin %90‘ının yapı elemanlarından kaynaklandığını, depremlerde betonarme yapıların yeterli dayanım, yeterli süneklik, yeterli rijitlik göstermediğini, bölgede C20-C25 kalitede beton kullanılırken gelişmiş ülkelerde C35-C50 betonun kullanılması, ayrıca statik sistem hataları ve demir donatıların iyi olmamasının hasarı arttıran öğeler olduğunu ifade etti. Kolon-kiriş sistemlerinde görülen en önemli hataların; güçlü kolon zayıf kiriş veya güçlü kiriş-zayıf kolon sistemi olduğunu fotoğraflarla açıkladı. Kısa kolon hataları ve yumuşak kat uygulamalarının yanlışlarını belirtti. Bitişik nizamlarda farklı kot uygulamalarının risklerini ve yapı-zemin ilişkisinin yeterince uygulanmamasına vurgu yaparak zemin-yapı ve malzeme ilişkisinin önemini zengin görseller eşliğinde sundu.

JMO Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Üyemiz Fahrettin ÇAĞDAŞ "Jeoloji ve Kentleşme" konulu sunumunda; kent ve kentleşme tanımlarını yaparak, insanların doğa ile uyum içinde yaşayacağı kültürel birikimler üzerine inşa edeceği özgür kurumlar için etik ve ekolojik kentler ve yerleşimler yaratması, kent planlamasında mekan tasarımının sadece demografik değerler üzerine kurulmaması, insan doğa ilişkisinin bu mekan planlamasında yer almasında esas alınması gerektiğini, bunu da jeoloji biliminin belirlediğini ifade etti .Ülkemizde jeolojik olayların afete dönüşmesinde, bilimi ve aklı esas alan yaklaşımlar yerine ranta dayalı idari kararların alınmasının neden olduğunu, planlama yaklaşımlarının bu ülkede değişmesi gerektiğini vurguladı.

Batman‘ın milattan önce 516 yıllarında sazlık ve bataklık bir alan olduğunu, bu bölgenin ortasına oluşturulan yapay bir ada ile yerleşim yerine dönüştürüldüğünü, bu alana tarihsel süreç içerisinde Ela Khan - İlu - Alikan denildiğini ve günümüzdeki Alikan aşireti ile bu isimler arasında bir bağ olabileceğini belirtti. Batman‘ın petrol ilçesiyken, 1990‘lı yıllarda güvenlik perspektifi esas alınarak il yapıldığını ifade etti. Geçmiş yıllarda İller Bankası ve GAP idaresi tarafından 1990‘lı yıllarda yapılan hatalı jeolojik raporlardan dolayı alüvyal zeminlerde çok katlı yapılara izin verildiğini, acilen ve detaylı bir imara esas jeolojik ve jeoteknik çalışma yapılarak bu hatanın düzeltilmesi gerektiğini vurguladı. Yapılacak bu çalışmanın sonucunda ise yerleşim alanlarının belirlenmesi gerektiğini belirtti. 2004 yılında meydana gelen petrol sızıntısı ve 2006 yılındaki sel felaketinin yanısıra bölgede meydana gelen her depremde Batman‘ın etkilenmesi, yanlış yer seçiminden kaynaklandığının göstergesi olduğunu belirtti.

Ayrıca sunumunda sonuç ve öneriler kısmında şu maddeler yer aldı:

  • Sürdürülebilir bir plan sistematiğinin oluşturulması zorunludur.
  • Geleneksel mekan planı yerine afete dayalı planlama yapılmalıdır.
  • Yerel yönetimler jeoloji bilimine ve zemin etüdüne önem vermelidirler .
  • Türkiye Jeolojik Araştırmalar Kurumu kurulmalıdır .
  • "Diri Fay Haritası" ile "Deprem Bölgeleri Haritaları" güncelleştirilmelidir.
  • "Fay Yasası" çıkarılmalıdır.
  • Jeloloji biliminin toplumda içselleştirilmesi için ilköğretimlerde ders olarak okutulmalıdır .

Okunma Sayısı: 3574
Fotoğraf Galerisi
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası