TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
KIYI KANUNU VE BÖLGEMİZ BAŞLIKLI KÖŞE YAZIMIZ ÇIKTI
Ülkemiz üç tarafı denizlerle çevrili olup, birçok nehir ve göllere sahip konumdadır. Bu jeolojik oluşumların öneminden dolayı şehirlerimiz, ilçelerimiz deniz, göl ve nehirlerin etraflarında kurulmuştur. Son yıllarda nüfus artışı, sanayileşme ve köyden kente göçlerle beraber oluşan yerleşim alanı azlığı, bu alanların tahribine yol açmıştır.

Ülkemiz üç tarafı denizlerle çevrili olup, birçok nehir ve göllere sahip konumdadır. Bu jeolojik oluşumların öneminden dolayı şehirlerimiz, ilçelerimiz deniz, göl ve nehirlerin etraflarında kurulmuştur. Son yıllarda nüfus artışı, sanayileşme ve köyden kente göçlerle beraber oluşan yerleşim alanı azlığı, bu alanların tahribine yol açmıştır.

Anayasada Kıyı Kanununa göre, kıyılar ile ilgili genel esaslar şu şekilde belirtilmiştir:

Madde 4-

Kıyı çizgisi; Kıyı Kanunu’na ve Kıyı Kanunu Uygulanmasına Dair Yönetmeliğe göre, deniz, tabii ve sunî göl ve akarsularda, taşkın durumları dışında, suyun kara parçasına değdiği noktaların birleşmesinden oluşan meteorolojik olaylara göre değişen doğal çizgidir. Tabii ve suni göllerde ise Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nce belirlenen maksimum su kotu kıyı çizgisini belirler.

Kıyı kenar çizgisi; deniz, tabii ve suni göl ve akarsuların alçak-basık kıyı özelliği gösteren kesimlerinde kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturduğu, kumsal ve kıyı kumullarından oluşan kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırı; dar-yüksek kıyı özelliği gösteren kesimlerinde ise, şev ya da falezin üst sınırıdır.

Kıyı ise; kıyı kenar çizgisi ile kıyı çizgisi arasındaki alan olarak tanımlamaktadır.

Sahil şeridi: Kıyı kenar çizgisinden itibaren kara yönünde yatay olarak en az 100 metre genişliğindeki alanı,

Madde 5-

·       Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır,

·       Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.

·       Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur.

·       Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur.

·       Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir.

·       Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir.

·       Sahil şeritlerinin derinliği, 5.inci maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirlenir.

·       Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde yapı yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir.

·       Sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir.

Kıyı, kıyı kenar çizgisi, sahil şeridi, planlama ve yapılanma esasları kanunla belirlenmiş olup kıyının korunması, yapı yasağı ve kıyıda yapılacak yapılar ilgili yasa;

Madde 6 –

·       Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz.

·       Kıyılarda, kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz; kum, çakıl vesaire alınamaz veya çekilemez.

·       Kıyılara moloz, toprak, curuf, çöp gibi kirletici etkisi olan atık ve artıklar dökülemez.

·       Kıyıda, uygulama imar planı kararı ile; kıyılardan başka yerde yapılaması mümkün olmayan kanunla belirlenmiş kamu yararı taşıyan tesis ve işletmeler.

Madde 7 –

·       Kamu yararının gerektirdiği hallerde, uygulama imar planı kararı ile deniz, göl ve akarsularda ekolojik özellikler dikkate alınarak doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilebilir. Bu araziler Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır, özel mülkiyet konusu olamaz.

Madde 8 –

·       Uygulama imar planı bulunmayan alanlardaki sahil şeritlerinde, 4 üncü maddede belirtilen mesafeler içinde hiç bir yapı ve tesis yapılamaz.

·       Uygulama imar planı bulunan yerlerde duvar, çit, parmaklık, telörgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Moloz, toprak, curuf, çöp gibi kirletici ve çevreyi bozucu etkisi olan atık ve artıklar dökülemez, kazı yapılamaz.

Bölgemizde kıyı kenar çizgisi ihlalleri incelendiğinde; sahil bandındaki denize sıfır konumda olan yapılaşmaların birçoğunun kıyı kanununa aykırı olduğu ve bunlarla ilgili mahkemelerin halen devam ettiği görülmüştür. İlimizde sahil şeridimizin % 80 inin tahrip edilerek doğal konumunun bozulduğu geçmişte ve günümüzde birçok yerde denizel alanların çöp ve hafriyat döküm sahası olarak kullanıldığı aşikârdır. İlimizde de kanunu hiçe sayarak kıyı kenar çizgisi ihlali yapılarak birçok işletme inşaatlarına devam etmekte olup, kanunu uygulamakla görevli olan kamu kurumları bu durumu izlemektedir. Yaz aylarının gelmesi ile başlayan bir başka sorun da plajların özel mülkiyet gibi kullanılması, birçok otel ve plaj işletmecisi plaj giriş ücreti gibi kanunda yeri olmayan halkın özgürce kullanabileceği alanlardan para talep etmesi vatandaşları zora sokmaktadır. Kanunsuzca alınan bu ücretler ve plaja sokulmama durumları ilgili belediyeler, valilikler ve kaymakamlıklar tarafından acilen önlenmelidir. Bu işletmelerin izinleri iptal edilerek kamu tarafından vatandaşların hizmetine açılmalıdır. Unutulmamalı ki hiçbir plaj ve kıyı özel mülkiyete kanunen ait olamaz.

Güzel günler dilerim.

https://www.kuzeyekspres.com.tr/kiyi-kanunu-ve-bolgemiz-1

 

 

Okunma Sayısı: 3265
Fotoğraf Galerisi
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası