TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası
1-7 MART DEPREM HAFTASI
1-7 Mart Deprem Haftası sebebi ile basın açıklaması yapıldı.

DEPREM HAFTASI ile ilgili Demrören Haber Ajansı ve Ekonomi gazetesi ile yapılan basın açıklamasında aşağıdaki ana başlıklara değinildi.

DEPREM NEDİR

Yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeni ile ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzünü sarsma olayıdır.

Yerkürenin dış kısmında  yaklaşık 70-100 km. kalınlığında oluşmuş bir taşküre (Litosfer) vardır. Kıtalar ve okyanuslar litosfer içerisinde yer alır.

Tüm jeolojik süreçler ve depremler Litosfer içerisinde meydana gelirler.

Litosferin altında Astenosfer denilen yumuşak Üst Manto bulunmaktadır.

litosferde gerilmelere ve daha sonra da zayıf zonların kırılmasıyla levhaların oluşmasına neden olmaktadır. 

Bu levhalar üzerinde duran kıtalarla birlikte birbirlerine göre insanların hissedemeyeceği bir hızla hareket etmektedirler.

Yerkabuğunu oluşturan levhaların birbirine sürtündükleri, birbirlerini sıkıştırdıkları, birbirlerinin üstüne çıktıkları ya da altına girdikleri bu levhaların sınırları dünyada depremlerin oldukları yerler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Dünyada meydana gelen depremlerin büyük çoğunluğu bu levhaların birbirlerini zorladıkları levha sınırlarında dar kuşaklar üzerinde gelişmektedir.

DEPREMİN ŞİDDETİ

Herhangi bir derinlikte olan depremin, yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak tanımlanmaktadır.

Depremin şiddeti, depremlerin gözlenen etkileri sonucunda uzun yılların vermiş olduğu deneyimlere dayanılarak hazırlanmış olan “Şiddet Cetvelleri”ne göre değerlendirilmektedir.

Depremin şiddeti yapılar doğa ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür.

DEPREMİN BÜYÜKLÜĞÜ

Deprem sırasında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü olarak tanımlanmaktadır.

-Depremin büyüklüğü sadece kırılan yüzeyin alanı ile orantılı değildir..

-kırılan yüzeyin her iki tarafında kalan kayaçların birbirine göre ne kadar yer değiştirdiği de önemlidir

Enerjinin doğrudan doğruya ölçülmesi olanağı olmadığından, Amerika Birleşik Devletlerinden Prof. C. Richter tarafından 1930 yıllarında bulunan bir yöntemle depremlerin aletsel bir ölçüsü olan “Magnitüd” tanımlanmıştır.

Şili’de 7.0 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.”

7.0 rakamı burada, depremde ortaya çıkan enerjinin büyüklüğünü (magnitüd) ifade eder.

Önce depremin merkez üssü belirleniyor sonra sismometre ile alınan ölçümler kullanılarak hesap yapılıyor ve depremin büyüklüğü hesaplanır.

Derin depremler geniş alanda hissedilir ama az hasar olur

Sığ depremler dar alanda olur büyük zarar verir.

DEPREM ÖNCESİ ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

-Yerleşim bölgeleri seçilirken dikkatli olunmalı

-Yapılar inşaat tekniğine uygun olarak yapılmalı

-İmar planında konut alanlarında yapılaşmaya izin verilmeli

-Kontrolsüz mühendislik hizmeti almamış yapılara yapı ruhsatı verilmemeli

-Yaşanan konutlarda alınması gereken önlemler

DEPREM ANINDA YAPILMASI GEREKENLER

-Deprem Anında Bina İçerisindeyseniz;

Sabitlenmemiş dolap, raf, pencere vb. eşyalardan uzak durulmalıdır.

Güvenli bir yer bulup, diz üstü ÇÖK, Başını ve enseni koruyacak şekilde KAPAN, Düşmemek için sabit bir yere TUTUN

Merdivenlere ya da çıkışlara doğru koşulmamalıdır.

Balkona çıkılmamalıdır.

Balkonlardan ya da pencerelerden aşağıya atlanmamalıdır.

Kesinlikle asansör kullanılmamalıdır.

Telefonlar acil durum ve yangınları bildirmek dışında kullanılmamalıdır.

- Deprem Anında Açık Alandaysanız;

Binalardan uzak durmak

Toprak kayması olabilecek alanlardan uzak durup açık mekanlara doğru yönelmek.

-Deprem Anında Araç Kullanıyorsanız;

Araçtan çıkmak

DEPREM SONRASINDA YAPILMASI GEREKENLER

-Kapalı Alandaysanız ve sağlıklıysanız

Kendinizi emniyete almak, çevrenizde yardım edebileceğiniz kimse olup olmadığını kontrol etmek.

-Açık alandaysanız

Hasarlı binalardan uzak durun, çevrenizi kontrol edin.Yardım çalışmalarına katılın.

- Yıkıntı Altında Mahsur Kaldıysanız

Paniklemeyin, kendinizi kontrol edin sesinizi duyurmaya çalışın enerjinizi gereksiz tüketmeyin.

DEPREM HAKKINDA BİLİNEN YANLIŞLAR

Deprem anında çoğu insan paniğe kapılarak asansöre ve merdivenlere doğru yönelir. Fakat asansörler ve merdivenler sanılanın aksine binadan daha güvensizdir.

Doğru sanılan yanlışlardan bir diğeri de kapı yanı ya da altlarının sağlam sanılmasıdır. Aksine kapı yanları ve altları oldukça zayıf ve baskıya dayanıksız bölgelerdir.

Deprem anında koltuk, kanepe ya da devrilmeyecek büyük bir eşyanın yanında, dizleri ana rahmindeki gibi karına çekilerek durulması gerekir

Çoğu insan deprem olma olasılığını hava durumuyla bağdaştırır. Fakat bu oldukça yanlış bir yorumlamadır.

Hayvanların hareketleri ve bazı hava olayları deprem olacağını gösterir yorumu yanlıştır.

Oluşan küçük depremler büyük depremin habercisidir. Türkiye’nin birçok bölgesinde deprem fırtınası adı verilen, küçük ve orta büyüklükte depremlerin oluşturduğu aktiviteler gözlemlenmektedir. Bu depremlerin oluşacak bir ana depremle ilişkilendirilmesi doğru değildir.

TÜRKİYEDEN GEÇEN FAY HATLARI

1-Kuzey Anadolu Fay Hattı

2-Doğu Anadolu Fay Hattı

3-Batı Anadolu Fay hattı

1-Kuzey Anadolu Fay Hattı

Dünyanın en hızlı hareket eden ve en aktif sağ-yanal atımlı faylarından biridir.

KAF sistemi, Anadolu Levhası`nın, güneyde Arap Levhası (yılda 25 mm`leri bulan hızlı sıkıştırma hareketi ile) ve kuzeyde (neredeyse hiç hareket etmeyen) Avrasya Levhası`nın arasında kalması ve bu sebeple batıya doğru açılma şeklinde hızla hareket etmesi sebebiyle yüksek sismik aktivite göstermektedir.

Doğuda Karlıova ile Mudurnu vadisi arasında doğu batı doğrultusunda yay gibi uzanır.

Saroz (Çanakkale) körfezinden başlayıp- - Erzincan a kadar uzanan 1100 km uzunluğunda aktif bir faydır. Genişliği ise 100 metre ile 10 kilometre arasında değişiyor.

Tek bir faydan oluşmaz, pek çok parçadan oluşan fay zonudur.

 Fay hattında, parçalanmış-ezilmiş kayaçlar, soğuk ve sıcak su kaynakları, gölcükler, traverten oluşumları, genç volkan konilerine rastlanır.

1992 Erzincan-1983 Erzurum-1966 Varto-1999İzmit Düzce ve Adapazarı depremleri bu fay kuşağında meydana gelmiştir.

İzmit, Adapazarı, Düzce, Bolu, Çankırı, Merzifon, Erbaa, Niksar, Erzincan, Erzurum, Varto ve Van yer almaktadır.

2-Doğu Anadolu Fay Hattı

Türkiye`nin doğusunda büyük bir kırıktır.

Fay, Anadolu Levhası ve Arap Levhası arasındaki sınır boyunca uzanmaktadır.

Karlıova-Antakya arasında değişik özellikte olan birbirlerini tamamlayan birçok sol yönlü doğrultu atımlı faydan oluşan zon, Doğu Anadolu Fay Sistemi olarak adlandırılmıştır (Arpat ve Şaroğlu 1972)

21 Mayıs 1971 tarihinde Bingöl ve yöresini etkileyen, birçok can ve mal kaybına neden olan depremle dikkati çekmiştir. 

Bir çok fay zonundan oluşmuştur.

Hatay, Osmaniye, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Elazığ, Bingöl, Muş`a kadar devam ettikten sonra Erzincan`dan itibaren Kuzey Anadolu Fay Hattı ile birleşir.

3-Batı Anadolu Fay hattı

Anadolu`nun batısında doğu-batı uzanışlı, kuzeyden-güneye doğru sıralanan pek çok faydan oluşan deprem alanıdır.

Türkiye`deki depremlerin iki ana nedeni vardır. Birincisi, Atlas Okyanusu`nun ortalarındaki okyanus ortası sırtının genişlemesidir.

 

Okunma Sayısı: 3204
Fotoğraf Galerisi
TMMOB
Jeoloji Mühendisleri Odası